top of page

Savaş Sonrası Rusya-Çin İlişkileri: Destek ve Denge

  • aytac01
  • 16 Eyl 2022
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 18 Eyl 2022

Yazar: Aytaç DURMAZ



ree




Ayçiçeği


Ayçiçeklerinin başları gün içinde Güneş'i takip ederek doğudan batıya doğru hareket eder. Geceleri ise ters yönde hareket ederek sabahki konumlarına geri dönerler. Rusya - Çin ilişkilerini de bazen bu duruma benzetmekten kendimi alamıyorum. Karanlıklar çöktüğünde yüzünü Doğu'ya dönen Moskova'nın asıl ihtiyacı Güneş doğduğunda belli oluyor.


24 Şubat 2022 tarihinde Moskova tarafından başlatılan savaşın Rusya- Çin ilişkilerine ''güven, eşitlik ilkesi'' bağlamında olumsuz yansımaları olduğu düşüncesindeyim. Rusya'ya uygulanan ekonomik ve sosyal yaptırımların sonuçları son derece hissedilir hale gelmiştir. Savaşla birlikte ekonomiye olan güvensizliğin artması, fakirin daha da fakirleşmesi, fiyat artışları, savaşa ayrılan ayrı bir bütçenin yükü, emeklilerin ay sonunu getirememesi, işsizlik oranının artması gibi bir çok neden ortaya çıkarmıştır. İktisadi olarak kötü gidişin üstüne savaşın istenildiği başarıya ulaşamaması, ülkede seferberlik ilanlarına bile yol açtı. Bu kaotik ortamda Kremlin, bahsi geçen konulara önlem almak amacıyla yeni pazarlar bulma ihtiyacı hissetmiş ve yüzünü tamamen Doğu'ya çevirmiştir. Elbette en önemli partneri olan Çin ile iktisadi ilişkileri güçlendirmek istedi. Akabinde Çin'e yönelim artılarıyla birlikte elbette riskleriyle geldi. Kısa vadede Batı'dan kıstığı gazı Çin'e indirimli satışı iktisadi durumunun bozulmasını engelliyor olsa da jeopolitik konumuna uzun vadeli zarar vermektedir. Rusya için Çin büyük bir ortak olurken Çin için Rusya artık daha küçük bir ortak haline geliyor. Batı'dan ''Katil Putin'' sesleri yükselirken Doğu'da ''Sevgili Eski Dostum'' (Xi Jinping) hitaplarını duyuyoruz. İki lider, Özbekistan'ın Semerkant kentinde düzenlenen ŞİO zirvesinde bir araya geldi. Vladimir Putin, "Çin ve Rusya arasındaki dostluğu" ve "ikili stratejik ortaklıklarını" övdü. Çin ise Ukrayna-Rusya savaşından duyduğu rahatsızlığını hissettirdi. Ayrıca bu rahatsızlığı yeni de değil. Bu rahatsızlık sürecin başından beri çeşitli kanallarla Moskova'ya bildirildi. Bu rahatsızlık, Batı tarafından memnuniyetle karşılansa da yetersiz bulunmuştur. AB ve ABD, Çin'e ''savaşa karşı daha sert tepki ver'' baskınını iyiden iyiye artırıyor. Bu bağlamda Çin, Ukrayna'nın işgalini kınayan BM Güvenlik Konseyi oylamasından çekimser kalmıştır.

ree


Vladimir Putin ve Xi Jinping benzer dünya görüşlerine sahipler. Örneğin; her ikisi de alternatif bir dünya düzeni fikrini teşvik ediyor. ABD'ye karşı "çok kutuplu dünya" düzeni üzerinde hemfikirler. İkili ticaretlerinde Yuan veya Ruble kullanıyorlar. Rusya ham madde ihtiyaçlarını Çin'den karşılamaya başlıyor. Diğer yandan, Batı'dan kıstığı gazı, inidirimli olarak Çin'e satıyor. Çin-Rusya arasında olan ihtilaflı sınırlar Putin dönemiyle daha hızlı çözülüyor. Bu bağlamda sınır anlaşmaları çerçevesinde sorunlu sınırlar paylaşılıyor. İki lider bölge ülkelerinin iktisadi olarak kalkınmasına katkı sağlayacak ''Çin-Moğolistan-Rusya Ekonomik Koridoru'nun'' inşaasını destekliyorlar. ŞİO zirvesi çerçevesinde Semerkant Devlet Konukevi'nde buluşan Çin, Rusya ve Moğolistan liderleri Rusya - Moğolistan - Çin gaz boru hattının döşenmesi üzerine anlaşma sağladılar. İki liderin dünya görüşlerini ortak paydada buluşturan en büyük aktör ise ABD'dir. Özbekistan'da düzenlenen Şangay Zirvesi'ne katılan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Rusya Devlet Başkanı Putin, basına açık bir görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmede V. Putin, ABD'nin tek kutuplu dünya ihtiyacına defalarca vurgu yaptı. ABD bir yandan NATO'nun içindeki safları sıklaştırırken Rusya-Çin hattını da sıklaştırıyor. Tayvan konusu ele alındığında Rusya'nın pozisyonunu söylemeye bile gerek yok. Elbette Moskova'nın Tayvan konusundaki pozisyonu ile Çin'in Ukrayna'daki savaş karşısında aldığı pozisyon farklı. Bu duruma ''uyumla ve farklı kazan - kazan politikası'' desem yeridir. Rusya'nın başlattığı savaştan sonra Batı'nın uyguladığı yaptırımlar Pekin için önemli ön bilgiler sağladı. Tayvan'a karşı uygulayacağı herhangi bir askeri operasyondan sonra bu yaptırımların benzerini görebileceğini daha net hesaplıyor. Bu bağlamda Özbekistan'da düzenlenen Şangay Zirvesi'nde Xi Jinping'in Ukrayna hakkında tek kelime etmemesinin de altı çizilmesi gereken bir durum olduğuna inanıyorum.


Son cümle olarak şunu söylemek yanlış olmaz. İkili ilişkilerde denge ve destek; uyumlu bir o kadarda sınırlı...

Yorumlar


bottom of page